MEGA PUISI DARI MEHMET AKIF ERSOY
Poems ( puisi ) adalah sebuah komposisi kata - kata dalam sebuah kalimat yang teratur sehingga membentuk ritmis. Poems juga bisa dijelaskan sebagai bentuk karya sastra yang di tulis dalam langkah - langkah tertentu membiarkan penggunaan dan imajinasi dan pemilihan kata - kata tertentu utnuk mencapai tujuan estesis tertentu.
Kata poem berasal dari Bahasa Yunani yakni POIESIS yang artinya membuat atau membentuk. Dengan pengertian sebagai karya sastra, membentuk atau membuat tersebut merujuk pada cara penulis atau pengarang membentuk suatu rangkaian kata untuk tujuan tertentu dengan menekankan kepada kekuatan makna.
Mau tahu apa saja poem - poem yang dimiliki oleh Mehmet Akif Ersoy ? inilah jawabanya.
1. Dream of Istanbul - Puisi dari Mehmet Akif Ersoy
The boat was rolling over in an ocean
The dream threw me on the shores of Marmara !
I saw from only couple of miles away
Your blackened Istanbul clear as crystal,
Its forehead shining like a crescent
She's laughing; coquettis, charming and attractive
What base destitution now, alas !
What arrogance, what ostention !
Many schools are opened, men and women study
factories are in full steam, textile industries and progress.
Printing house work day and night
New companies emerge for the benefit of the people
New parties arise to enlighten of the people
Economy prospers
And ships unload wealth from length of her shores
2. ATIYI KARANLIK GÖREREK AZMI BIRAKMAK
Kata poem berasal dari Bahasa Yunani yakni POIESIS yang artinya membuat atau membentuk. Dengan pengertian sebagai karya sastra, membentuk atau membuat tersebut merujuk pada cara penulis atau pengarang membentuk suatu rangkaian kata untuk tujuan tertentu dengan menekankan kepada kekuatan makna.
Mau tahu apa saja poem - poem yang dimiliki oleh Mehmet Akif Ersoy ? inilah jawabanya.
1. Dream of Istanbul - Puisi dari Mehmet Akif Ersoy
The boat was rolling over in an ocean
The dream threw me on the shores of Marmara !
I saw from only couple of miles away
Your blackened Istanbul clear as crystal,
Its forehead shining like a crescent
She's laughing; coquettis, charming and attractive
What base destitution now, alas !
What arrogance, what ostention !
Many schools are opened, men and women study
factories are in full steam, textile industries and progress.
Printing house work day and night
New companies emerge for the benefit of the people
New parties arise to enlighten of the people
Economy prospers
And ships unload wealth from length of her shores
2. ATIYI KARANLIK GÖREREK AZMI BIRAKMAK
Âtiyi
karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak
bir ölüm varsa, emînim, budur ancak.
Dünyâda
inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı
olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey
dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.'
Davransana...
Eller de senin, baş da senindir!
His
yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret
veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya
azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin
mi senin, yoksa ümîdin mi yüreksiz?
Âtiyi
karanlık görüvermekle apıştın?
Esbâbı
elinden atarak ye'se yapıştın!
Karşında
ziyâ yoksa, sağından, ya solundan
Tek
bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.
Âlemde
ziyâ kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey
elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!
Herkes
gibi dünyâda henüz hakk-i hayâtın
Varken,
hani herkes gibi azminde sebâtın?
Ye's
öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümîde
sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Azmiyle,
ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yûs
olanın rûhunu, vicdânını bağlar
Lânetleme
bir ukde-i hâtır ki: çözülmez...
En
korkulu câni gibi ye'sin yüzü gülmez!
Mâdâm
ki alçaklığı bir, ye's ile şirkin;
Mâdâm
ki ondan daha mel'un daha çirkin
Bir
seyyie yoktur sana; ey unsur- îman,
Nevmid
olarak rahmet-i mev'ûd-u Hudâ'dan,
Hüsrâna
rıza verme... Çalış... Azmi bırakma;
Kendin
yanacaksan bile, evlâdını yakma!
Evler
tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...
Sesler
de: 'Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş! '
Lâkin,
hani, milyonları örten şu yığından,
Tek
kol da yapışsam demiyor bir taraftan!
Sâhipsiz
olan memleketin batması haktır;
Sen
sâhip olursan bu vatan batmayacaktır.
Feryâdı
bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş
ki: telâfi edecek bunca zarar var.
Feryâd
ile kurtulması me'mûl ise haykır!
Yok,
yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!
'İş
bitti... Sebâtın sonu yoktur! ' deme, yılma.
Ey
millet-i merhûme, sakın ye'se kapılma.
3. ADAMLIĞIN YOLU NERDENSE, BUL DA GİRMEYE BAK
Nasihatım
sana: Herzeyle iştigali bırak;
Adamlığın
yolu nerdense, bul da girmeye bak.
Adam
mısın: Ebediyyen cihanda hürsün, gez;
Yular
takıp seni bir kimsecikler sürükleyemez.
Adam
değil misin, oğlum: Gönüllüsün semere;
Küfür
savurma boyun kestiğim semercilere.
Comments
Post a Comment